Türkiye’de Batı Nil Virüsü enfeksiyonu 6 kişide tespit edildi
Sağlık Bakanlığı, Batı Nil Virüsü enfeksiyonunun Türkiye’de bu yıl 6 kişide tespit edildiğini açıkladı. Bakanlık 22 Ağustos’ta sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, “Ülkemizde 2010 yılından itibaren görülen Batı Nil Virüsü Enfeksiyonu 2024 yılında 6 kişide tespit edilmiştir. Hastalarımızın takip ve tedavilerine devam edilmektedir” denildi.
Açıklamada, Batı Nil Virüsü’nün sivrisinekler aracılığıyla yayılan bir hastalık olduğu, hastalığın mevsimsel olduğu da vurgulandı.
Virüs insanlarda ölümcül nörolojik hastalıklara yol açabiliyor.
Uzmanlar sıcak hava dalgaları ve sel gibi aşırı hava olaylarının sıklığının artması ve yaz mevsiminin ısınıp, süresinin uzaması gibi faktörlerin sivrisinekler için daha elverişli koşullar oluşturduğu konusunda uyarıyor.
Peki Batı Nil Virüsü nedir, nasıl bulaşır, tedavi edilebilir mi?
Sivrisnek ısırıklarıyla bulaşıyor
İnsanlara sivrisinek ısırıklarıyla bulaşan bir Batı Nil Virüsü (WNV) vakası ilk kez 1937 yılında Uganda’nın Batı Nil bölgesinde bir kadında görüldü.
Virüs son 50 yıldır insanlarda görülmeye devam ediyor. Doğada sivrisinek-kuş-sivrisinek bulaşım döngüsünü izleyen hastalığın yayılmasında kuşlar önemli rol oynuyor.
Sivrisinekler, hastalığı taşıyan kuşların kanını emerek enfekte olurken virüs birkaç gün boyunca kuş kanında dolaşabiliyor.
Sivrisineğin tükürük bezlerine giren virüs, bu vektörler tarafından ısırılan insanlara ve at gibi hayvanlara geçip, vücutlarında çoğalarak hastalığa neden oluyor.
Hastalık doğrudan temas yoluyla bulaşmıyor. Kuluçka süresi 3 ile 14 gün arasında.
Ancak virüs enfekte hayvanların kanlarıyla veya diğer dokularıyla temas edildiğinde bulaşabiliyor.
Bugüne kadar insanlardaki enfeksiyonların çok küçük bir kısmı organ ya da kan nakli ve anne sütü üzerinden gerçekleşti.
1999’da İsrail ve Tunus’ta salgına yol açan hastalık kuşlarla Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) yayıldı. Burada 2010 yılına kadar ciddi bir salgına neden oldu.
Bunun dışında bugüne kadarki en büyük salgınlar kuş göç yolları üzerinde olan Yunanistan, İsrail, Romanya ve Rusya’da meydana geldi.
Virüs, sivrisineklerle bulaşan diğer hastalıklar gibi, iklim değişikliğinin de etkisiyle Avrupa’da ve Amerika kıtasında olmadığı kadar yaygın hale geldi.
Avrupa Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) 22 Ağustos’ta Batı Nil Virüsü vakalarının 2024’te Avusturya, Hırvatistan, Fransa, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Romanya, Sırbistan ve İspanya olmak üzere 9 ülkede görüldüğünü açıkladı.
ECDC daha önce yılın başından beri Avrupa’da 69 kişinin hastalıkla enfekte olduğunu ve 8 kişinin öldüğünü duyurmuştu.
Avrupalı bilim insanları ve uzmanlar, sıcak hava dalgaları ve sel gibi aşırı hava olaylarının sıklığının artması ve yaz mevsiminin ısınıp, süresinin uzaması gibi faktörlerin sivrisinekler için daha elverişli koşullar oluşturduğunu söylüyor.
WHO: Belirti görülmeme oranı yüzde 80
Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre virüsün bulaştığı insanların yaklaşık yüzde 80’inde herhangi bir belirti görülmüyor.
Virüsün bulaştığı kişilerin yüzde 20’sindeyse Batı Nil ateşi gözlemleniyor.
Belirtileri arasında ateş, baş ağrısı, yorgunluk ve vücut ağrıları, mide bulanması, kusma ve nadiren vücutte döküntü ve lenf bezlerinde şişlik var.
Enfekte 150 kişiden birinde hastalık daha ağır seyrediyor. Bu vakalarda koma ve felç gibi semptomlar görülebiliyor.
Ağır hastalık her yaştan kişide görülebilse de çoğunlukla 50 yaş üstü ya da bağışıklık sistemi zayıf insanlarda daha sık rastlanıyor.
Korunma yöntemleri neler?
Hastalığın insanlar için doğrudan tedavisi yok. Ancak enfekte olan kişiler, hastaneye kaldırılarak solunum desteği ve diğer hastalıkların gelişiminin engellenmesi gibi önlemlerle destekleniyor.
Batı Nil Virüsü için bir aşı da bulunmuyor. Bu nedenle enfeksiyonu azaltmanın en önemli yolu farkındalık ve eğitim.
Uzmanlar, sivrisinek ve vektörlerle bulaşan diğer hastalıklarda olduğu gibi bu canlılardan, sineklikler ve spreyler gibi yöntemlerle korunmayı öneriyorlar.
Klimalı odalarda uyumak ve vücudun açık bölümlerini kapatan kıyafetler giyinmek sivrisineklerden korunmak için yapılabilecekler arasında.
Hasta hayvanlarla temas sırasında eldivenlerin giyilmesi gibi hayvandan insana geçişi önleyecek tedbirlerin alınması da tavsiye ediliyor.
Bunun yanında hastalığın görüldüğü bölgelerde sivrisinek türlerinin izlenmesi ve kontrol edilmesi de önemli görülüyor.