Kızılay, 10 yıllık bağışçısını dolandırdı: ‘Çocuklarıma hatıra olarak bırakmak istiyordum’
Diyarbakır’da Türk Kızılay’ına (Kızılay) kan bağışında bulunan Atakan Çalışkan’a kurum tarafından “teşvik” amacıyla verilen altın madalya sahte çıktı.
10 yıldan bu yana Kızılay’a kan bağışında bulunan, hatta kan vermeye gittiğinde örnek oluşturması açısından yanında çocuklarını da götüren Çalışkan, Kızılay’ın kan bağışı merkezi fark etmeksizin 10 bağış yapana bronz madalya, 25 bağış yapana gümüş madalya, 35 bağış yapana ise altın madalya verdiği teşvikten faydalanmak için kurum bünyesindeki Güneydoğu Anadolu Kan Merkezi ile iletişime geçti.
Tigris Haber’den Ramazan Yavuz’un haberine göre, Kızılay’a 35 ünite kan bağışlayan Çalışkan, 1,5 ay önceden telefon açarak durumunu aktardı ve altın madalyasını ne zaman alacağını sordu. Kan merkezindeki yetkililerden altın madalyasının “darphanede, basım aşamasında” olduğu cevabını alan Çalışkan, geçtiğimiz hafta sonu Kızılay Genel Başkanı Fatma Meriç Yılmaz tarafından imzalanmış “Altın Madalya Beratı”nın yanı sıra madalyanın kendisini teslim aldı.
GENEL BAŞKAN ‘İYİLİĞİN HİÇ EKSİLMEMESİNİ’ DİLEMİŞ
Türk Kızılay Genel Başkanı Yılmaz tarafından imzalanmış olan altın madalya beratında şu ifadelere yer aldı:
“Büyük bir yardımseverlik ve sorumluluk örneği göstererek, hiçbir karşılık beklemeksizin ihtiyacı olan insanların kullanımı amacıyla 35 ünite kan bağışlayarak Türk Kızılay’ın seçkin kan bağışçıları arasına sizde katıldınız. Örnek davranışınız nedeniyle Türk Kızılay’ın kan bağışçıları için hazırladığı Altın Madalya ile onurlandırılmaya hak kazandınız. Bu berat ile Türk Kızılay ve ihtiyaç sahipleri adına minnettarlığımızı sunar, kalbinizdeki iyiliğin hiç eksilmemesini dileriz“
‘ALTIN MADALYA ALTIN DEĞİL, ALTIN RENGİNE BENZER BİR SIVIYA BATIRILMIŞ’
Çocuklarına hatıra olarak bırakmak istediği ödülünü aldıktan sonra evine dönen Çalışkan, kendisine verilen madalyanın gerçekten altın olup olmadığını merak ederek madalyayı kuyumcuya götürdü.
Kızılay’ın kendisine altın olduğunu söyleyerek verdiği madalyasıyla 4-5 farklı kuyumcuya başvuran Çalışkan, kuyumculardan “Altın madalya altın değil. Altın rengine benzer bir sıvıya batırılmış metal” yanıtını aldı.
Çalışkan’ın altın madalyasını kontrol ettirdiği 35 yıllık kuyumcu Necati Boz, “Atakan Bey bize getirdiğinde bunu inceledik. Fakat altın olmadığını gördük. Yani biz sadece altın olup olmadığına bakabiliriz. İçindeki maden nedir o analize gider ama şu andaki bu Kızılay’ın vermiş olduğu elimizde olan madde altın değil” ifadelerini kullandı.
‘BÜYÜK BİR SEVİNÇLE EVE GÖTÜRDÜM, ÇOCUKLARIMA HATIRA OLARAK BIRAKMAK İSTİYORDUM’
Kızılay’dan aldığı madalyanın altın olmadığını öğrendikten sonra çok üzülen Çalışkan, Kızılay’ın kendisine hak ettiği gerçek bir altın madalya göndermesini istedi. Olaya ilişkin konuşan Çalışkan, şu ifadeleri kullandı:
“10 yılın üzerinde Kızılay’a kan donörü olarak kan bağışlamaktayım. 35. bağışımda hak etmiş olduğum altın madalyam için Güneydoğu Anadolu Bölge Kan Merkezi’ne telefon açtım. Bana altın madalyamın Darphane’de basım aşamasında olduğunu söylediler. Ancak 1,5 ay sonra yani geçen hafta sonu bana telefon açarak altın madalyamın geldiğini ve gelip teslim almamı istediler. Bunun üzerine Diyarbakır Kızılay Kan Merkezi’ne giderek bir görevliden bana gönderilen altın madalya berat yazısı ile bir kutu içindeki altın madalyamı teslim aldım. Bana teşekkür ettiler ve benim gibi gönüllü kan bağışçılarının sayısının artması gerektiğini söylediler. Ben de kendilerine teşekkür ettim. Beraber Kızılay’ın girişinde fotoğrafta çektirdik. 14 ayar 11 gram vasfında olması gereken madalyamı büyük bir sevinçle eve götürdüm. Çocuklarıma hatıra olarak bırakmak istiyordum. 35 ünite kanın karşılığında bana verilen altın madalyanın gerçekten altın olup olmadığıyla ilgili içimde bir merak oluştu. Ben de daha önceden tanıdığım bir kuyumcuya götürdüm. Kendisi kontrol etti ve altın olmadığını söyledi. Daha sonra birlikte 3-4 kuyumcuya daha gittik. Hepsi kontrol etti ancak altın madalyamın altın olmadığını, altın renginde bir suya batırılmış metal olduğunu söylediler. Büyük bir hayal kırıklığıyla adeta şok yaşadım ve çok üzüldüm”
‘BEN BU AYIBIN ORTADAN KALDIRILMASINI VE HAKKIM OLAN ALTIN MADALYANIN TESLİM EDİLMESİNİ İSTİYORUM’
Altın madalyanın altın olmadığını tespit ettikten sonra Güneydoğu Anadolu Kan Merkezi’ne telefon açtığını belirten Atakan Çalışkan, “Bunun üzerine Güneydoğu Anadolu Kan Merkezi’ne telefon açarak durumu ilettim ve yaptıklarının çok ayıp bir şey olduğunu söyledim. Daha önceleri 14 ayar 11 gram altın madalyayı herkese verdikleri aşikar iken ben bu ayıbın ortadan kaldırılmasını ve hakkım olan altın madalyamın tarafıma teslim edilmesini istiyorum” diye konuştu.
‘MADDİ DEĞERİNDEN ÇOK MANEVİ DEĞERİ FAZLAYDI’
Sağlık Bakanlığı’nın Kızılay hakkında inceleme başlatmasını talep eden Çalışkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gerek deprem zamanında Kızılay’ın çadırları parayla satması ve gerekse bağışlanan kanları parayla sattıkları iddialarından dolayı vatandaşın zaten Kızılay’a güvenleri azalmışken ben yine de bunlara kulak asmayarak seferber oldum. Ve 35-36 ünite kan verdim. Karşılığında ise altın madalya denilen ancak ne olduğu belli olmayan bir metali bana verdiler. Bu altın madalyanın maddi değerinden çok benim için manevi değeri fazlaydı. Manevi değer de bırakmadılar.”
‘KIZILAY’A KARŞI GÜVENİM KAYBOLDU’
Son olarak Kızılay’a olan güveninin kaybolduğunu dile getiren Atakan Çalışkan, “Kızılay’a karşı güvenim kayboldu. Bundan sonraki bağışlayacağım kanı Kızılay’a değil de örneğin ihtiyaç sahibi insanları kan merkezi önünde bulduktan sonra direkt onlara yapacağım. Kızılay’a kan vermekten, kan bağışlamaktan vazgeçmiş durumdayım” diyerek sözlerini noktaladı.
(HABER MERKEZİ)